Yolda rastlanan fakir ve sakatlar
Tanrı Yolcusu, yolda rastladığı sakatlara, malûllere fakir-zengin demeyip, bizzat yardım edecektir.
Tanrı Yolcusu, yolda rastladığı sakat ve malûllere bizzat yardım edecektir. Fakir-zengin ayırımı yapmayacaktır. Düşmüşse kaldıracak, yürüyemiyorsa koluna girecek, ulaşım araçlarında O'na yerini verecektir.
Bazı insanlar, yolda gördüğü sakat ve malûl eğer zenginse, O'na yardım eder. Fakir, üstü başı yırtıksa boş verir. Bu, Müslümanlıkta "yapılmaması" gereken bir durumdur. Bunu İslâmiyet kabul etmez. Yüce Tanrı, hoş karşılamaz. Asıl Tanrı, zayıf ve fakire -her konuda olduğu gibi - bu konuda da "öncelik" tanınmasını ister. Ama madem ki sakat ve malûldür; yolda , sokakta âciz bir duruma düşmüştür; o anda zengin olana da yardımda bulunmak şarttır. Bu durum, İslâmiyet'in emri olduğu gibi, insanlığın da icabıdır. Ancak O zengine yardım ederken, "zengin olduğu için" değil de, "âciz bir durumda" olduğu için yardım ettiğini de gayet nâzik bir şekilde biraz belirtmelidir. Tâ ki duygulansın da fakir fukaraya yardım etme gereğini duysun, ya da hatırlasın...
Tanrı, kim olursa olsun; âciz duruma düşmüş yardıma muhtaç olanlara, yardım edilmesini çok sever.
Açın karnının doyurulmasını, susuza su verilmesini sevdiği gibi... (149)
(149) Yüce Peygamberimiz (a.s.v.) buyurur: "Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz." (Buhari, Ebu Hureyre r.a.'den; Ayrıca , Müslim, Kunuzü'l Hakaik, 500 Hadis'ten.)
Yine buyurur:
"Sen yerdekilere acı ki, göktekiler de sana acısın". (Taberani ,Ca-miussağir, Hâkim, 500 Hadis'ten).