İnançlıları kıskanmamak

Tanrı Yolcusu, Mü'minlere haset etmemelidir.

Mü'min,; Mü'minin kardeşidir; Kardeş, İnsanın "kendi nefsi" gibidir. İnsan kendisine uygun gördüğü tüm iyilik ve güzellikleri, Mü'min kardeşinden de esirgememelidir.O'nda gördüğü her iyilik ve güzellik, sanki kendisininmiş gibi sevinmeli, daha fazlasını istemelidir.

Hasetlik, egoizmden, yani benlikten doğar. "Benlik" ise "Allah'a mahsus"tur. Kudret ve kuvvet sahibi Allah'tan başkasına benlik yakışmaz. Baki olan, gerçek vücudun sahibine"Varlık, Benlik" yakışır. Tüm Varlık ve Benlik, Yüce Allah'a aittir.

Biz, faniyiz. Faninin benliği olmaz. Bunu bilip, benlikten kaçınmalı, menfaatçi olmamalıdır. Kula, Allah'ın, Peygamberin ve tertemiz Ehl-i Beyt'inin sevgisi ve rızası yeterlidir.Kul için bundan daha kıymetli bir şey yoktur. O nedenle derviş, "İlâhi ente maksûdi ve rızâke matlûbi - Tanrım! Amacım sensin ve hoşnutluğunu isterim!" der. Bunu içtenlikle söyleyebilenin, başka bir emeli kalmaz. Artık, kimseyi de kıskanmaz.

-"Kendilerinin ihtiyaçları dahi olsa, (kardeşlerini) öz canlarına tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar umduklarına erenlerdir". (Haşr-9).

Haset, ayrıca bir sıkıntıdır. Haset, kişinin kendisini yakar. Rahatsız eder. Büyük masîvaya (Tanrı'dan gayrı şeyler) neden olur.

Haset, şeytanın sıfatıdır. Âdem babamıza hasedinden secde etmemiş, yani büyüklememistir.(225)

(224) Yüce Peygamberimiz (a.s.v.) buyurur:

"Allah yolunda katlandığı toz ile cehennem alevi bir kulun içinde birleşemez. İman ile hased de bir kulun içinde yerleşemez". (Abdulkadir Karahan, Müslümanlığın Temel Bilgileri, S,109 ,

(225) "Şeytan, âdem 'e secde etmedi (büyüklemedi)..." (Bakara-34).

Paylaş: