Gösteriş için ses atmak (seyha)
Salik (Tanrı Yolcusu), gösteriş için seyha atmayacak. Çok büyük günahtır.
Tanrı Yolcusu (derviş), gösteriş için asla seyha çekmemelidir. Gösteriş için olan her şey riyadır (sahteliktir).
Müslüman, “doğru olan”dır. Dervişin, kendine tecelli oluyor”muş gibi davranışlarda bulunması, ya da kişiliğinde Maneviyat bulunduğunu” çevresine göstermeye çalışması çok tehlikeli ve ağır günahı olan bir durumdur.
Kendini bilen, ciddi ve samimi olan derviş, asla böyle alçak işlere girişmez. Bu tür davranış, bir bakıma münafıklıktan çıkar. Böyle davranışlar sonucu derviş, Tanrı Yolundan uzaklaşır. Şaşkın, sapık bir durum alır. Öyle bir duruma düşer ki artık, kendi yalanına kendisi de inanır.
Bununla beraber; Tanrı Yolcularında “kendi elinde olmadan, bazı vecd, cezbe halleri olur.” (172) Çünkü Tanrı’yı ananı, Tanrı anar:
-“Fezküruni ezkürküm - Beni (zikredin) anın ki, Ben de sizi anayım.” (Bakara-152)
Tarikatın halleri, “saçın sayısından” çoktur. Tabii biz, “sahte olanına” çatıyoruz!
Ancak ciddi, akıllı Salik, dikkatli olur. Başkalarının yanında kendisine “mistik hal”de gelse, gizlemeye çalışır. Seyha çekmemek için kendini zorlar. Kendini kontrol altına alır. Çünkü aslında Tarikat (Kutsal Tanrı Yolu) gizlidir ve “Allah için”dir! Yolcunun amacı, Tanrı’ya kavuşmaktır. Amacı Tanrı’sı, O’nun rıza sevgisi, hoşnutluğudur.
Tanrı “Müstakim”dir, yani “Doğru”dur. Doğruları sever. Yalancıları, iki yüzlü riyakarları asla sevmez. Her türlü Dini ibadet ve davranışlarda olduğu gibi, Tarikat’da da riyacılarvardır. Şeriat taassubu olduğu gibi, Tarikat taassubu da vardır. Dar fikirli bağnaz Şeriatçılar olduğu gibi, dar fikirli bağnaz Tarikatçılar da vardır.
Bu bağnazlar; Şeriata ve Tarikata en az Onların düşmanları kadar zarar verirler. Belki de daha çok… Çünkü Şeriat ve Tarikatın düşmanları bu sahte, riyacı, anlamsız bir tutuculuk içindeki yobaz, molla ve şeyhleri, dervişleri hedef alarak; “Hak olan” Şeriatı ve Tarikatı kötülemeye kalkışırlar. Dinsizlere malzeme hazırlarlar!..
Hâlbuki Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamberimizin (a.s.v.) Mübarek Sözlerinde, Şeriat ve Tarikat gerçeği insanlığa sunulmuştur:
Şeriat hakkında:
-“Sümme caalneke ala Şeriati Fettebiha…. - Sonra sana Şeriatı verdik; tabi ol...” (Casiye - 18).
Tarikat hakkında:
-“Yehdi ile ‘l Hakki ve ila tarik’in müstakim - Hakk’a ve doğru Tarika, yola ileten.” (Ahkaf - 30)
“Efdeli zikri “ La ilahe illallah” -Zikrin üstünü “Allah’tan başka ilah yoktur.” (Demektir.)” (137)
Gerçek Müslümanlık ise;
-“Kalu rabbunallahu sümme’stekamu - Rabbımız Allah der, sonra müstakim (doğru) olurlar.” (Fussilet - 30)
Ayetinin içindedir.
Tanrı hepimizi, “Rabbımız Allah deyip, sonra doğru olan” gerçek Müslüman kullarından eylesin!
Doğru olmayan, Müslüman değildir! En yüksek manada böyledir.
(172)Seyha: Çekmek. Tanrı’nın kulunu huzuruna çekmesi. Vecd hali.
Vecd:Bulmak.Kalbe gelen feyz ve tecelli.Tabii olarak kendinden geçmek.cezbelenmek.
Cezbe : Bir anda bütün hal ve makamları geçerek külfetsizce vuslata eren. İlahi huzura çekilme.
(173) Cabir (r.a)’den;
Tirmizi, Riyazü’ssalihin, Diy.İşl.Bşk.Ya. 1976,3.Cild, S.39
İbn Mace, Sünen, C.2 - S.1249, ve diğerleri