Manevi Sırlar
Mânevi Sır îfşa Etmemek.
Tanrı'ya inanan ve Kutsal Tanrı Yolunda yürüyen, bu yolla Tanrı'ya ve Külli Ruh'a yaklaşan Müslüman, birçok Mânevi Sırlara mahrem olur.
Onlar, öyle Mânevi Sırlardır ki; Tanrı'nın Kutsal Yolu'nda ilerlememiş, ya da O yola daha girmemiş insanlara, binde biri söylense, taşıyamaz!.. Kendisine çok ağır gelir. Belki de, eski bildiğini de şaşırır.
Derler ki; "Her kişi, bir âlemdir". Bir Mânevi Sırrı, bir kişiye söylesen; âleme söylemiş olursun...
Bu konu özeldir. Sadece, Tanrı'nın Kutsal Yolu'nda olanlarla ilgilidir. Bu yolun Pirleri (önderleri) ise; Hazret-i Ali (k.v.) ve Hazret-i Ebubekir (r.a.)'dir. Yüce Peygamberimiz (a.s.v.) Tanrı tarafından kendisine emanet edilen, Kutsal Ruhani Tanrı Yolu'nu, ancak bu "iki büyük arkadaşına" inanmıştır!
Onlar da "Emaneti" ehline, ehli de ehline bırakmak suretiyle Tanrı'ya çok şükürler olsun devam etmektedir ve kıyamete kadar bakidir!..
Çünkü Dinin varlığı; Onun zâhir-bâtın varolmasına bağlıdır. **_Tanrı'nın Dini, baki olduğuna göre; O'nun zahiri Fıkıh İlmi ve O'nun bâtını Maneviyat İlmi_** _de **baki olacaktır.**_ Biri
yok olsa, Din zedelenir ve eksik kalır. Tanrı ise, Dinini koruyacağını Sevgili Elçisi'ne (a.s.v.);
-"İnna nahnü nezzelnezzikre ve inna lehu lehafizûn -Zikrimizi Biz inzal eyledik (indirdik) ve O'nu, Biz koruyacağız.”(Hicr-9)
Ayeti ile kesin olarak bildirmiştir. Tanrı'ya çok çok şükürler olsun!
Bu nedenle, Tanrı'ya inanmayanların çabası boştur. Ancak Din Gerçeğini, Hurafet (boş inançlar) lekeler. Bu durum da bizim, ihmalimiz ve sorumsuz davranışımızdan ileri gelmektedir. Yoksa düşman, Dine hiçbir zarar veremez ve Onu ortadan kaldıramaz...
Tanrı'nın Kutsal Yolu'nda olana gereken; Kendisine Tanrı'sı ve Elçisi katından ya da Üstadı katından Mânevi bir sır verildiğinde; Onu gayet saklayal.. Erbabı olmayana söylemeye
Hani şöyle bir söz vardır: "Dostlardan sır gizlenmez!" Hak dost, zaten senden, onu emer alır. Ondan bir şeyi gizleyemezsin.
Gizleyeceğin; hainlerle, cahillerdir. Anla!..