İftira
Kimseye iftira etmemek.
İftira, masum (suçsuz) bir insana, bile bile yapmadığı çirkin birşeyi, yapmış gibi gösterip o insanı toplum içinde küçük düşürmek ve Onu kötülemektir.
Suçsuz bir insanın, yapmadığı çirkin bir şeyi yapmış gibi göstermek; Tanrı'ya inanan, Müslümanım diyene yaraşır mı?.. Bir zerre Tanrı'ya inancı olan, suçsuz bir insana iftira edebilir mi?.. Ona-buna iftira eden, Müslüman sayılmaz. Çünkü iftira, suçsuz bir kimseyi suçlu göstermek, Onun şeref ve haysiyetiyle (onuruyla) uğraşmaktır. (32)
Tanrı, iftiracıları sevmez. Onlardan nefret eder. İftira öyle bir yalandır ki; hem yalan hem de başkalarına hakaret özelliğini taşır. Demek ki iftiracı, hem yalancı oluyor, hem de suçsuz bir insanı topluma kötü göstermeye çalışıyor. Böyle bir insana, Tanrı gazab eder. Ve O'na öyle bir tuzak kurar ki; kendisini toplum içinde gezemiyecek duruma düşürür.
Bilhassa iffetli ve namuslu kadınlara iftira edenlere Allah lanet eder!.. (33)
İftiranın, ayrıca toplumda türlü zararları vardır. Kan dökülmesine kadar varabilir. Şiddetli aile düşmanlıklarının meydana gelmesine sebep olur, Toplumda fesat (anarşi) ve huzursuzluğa sebep olur.
İftiracıyı, Tanrı sevmez. Tanrı sevmediği için, toplum da Onu sevmez. Ancak ne yazık ki O zavallı, bunun farkına varmaz. İyi bir iş yapıyor zanneder!
Neticede toplumun içinde yüzü kalmaz. Adı "iftiracıya" çıkar. Hiçkimse, kendisiyle dost olmaz. Herkes, O'nun yanında dikkatli konuşur. Toplum içinde, adı kötüye çıkar. Rezil kepaze olur. Sonradan yaptığının kötülüğünü anlar ama; artık iş işten geçmiş, toplum dışı olmuştur.
(32) Bkz. Kur'an-ı Kerim: Nisa-112, Hümeze-1. Âyetler,
(33) Yüce Rabbımız buyurur: "İffetli, birşeyden habersiz kadınlara iftira edenler dünyada da, Âhirette de lanetlenmişlerdir."