Sabır ve Tahammül

Tanrı Kur’an’da,

-“İnnellahe Maasabirin-Tanrı, sabredenlerle beraberdir”. (Bakara –153). Buyurur.

Peygamberimiz(a.s.v.)”Essabrü minerrahman- Sabır, Rahman’dandır” buyurmuşlardır.Zira, Tanrı’nın bir adıda “Ya Sabur’dur”.Aceleciliğin, Şeytan sıfatı olduğu ve şerre dua etmek olduğu Kur’an ve Hadislerle sabittir. (16)

Çünkü Tanrı, işini ağır ağır görür.Hilkat’da (doğada) her şey böyledir.Güneş, şafakla başlar,yavaş yavaş doğar.Gölge, yavaş yavaş uzanır ve çekilir.Tohum yavaş yavaş filizlenir.Filiz yavaş yavaş ağaç olur.İnsan ve hayvan,yavaş yavaş oluşumunu yapar ve yavaş yavaş büyür.İnsan bir bilimi yavaş yavaş öğrenir. Bütün bunlara eski tabirle “tedrici tekâmül (yavaş oluşum)”denir.

Evren ve doğada durma yoktur.Ancak, yavaş yavaş tekâmül (oluşum) vardır.Sözgelişi dünya, 24 saatte kendi çevresinde,365 günde Güneş yörüngesindeki turunu(dönüşünü) tamamlar.

Tanrı, düzenini böyle kurmuştur. Bu düzeni değiştirmenin imkanı yoktur. Bundan mükemmel bir düzen, tasavvur edilemez. Öyleyse insan, doğada ki düzene uygun olarak hareket ederse; muvaffak olur.Bunu anlamazda acelecilik ederse; hangi işte olursa olsun, sonuca ulaşamaz.Çünkü davranışı, Tanrı’nın düzenine uymamaktadır.

Ayrıca Tanrı,

-“Fasbir inne va’dallahi hak-Sabret!Tanrı’nın Vâdi gerçektir.”(Gafir-77,Rûm-60)

Yani, “doğru bir yolda isen sabırlı ve tahammüllü ol! Tanrı sana yardım edecek ve neticeye varacaksın” demektir.

Ayrıca Tanrı,

-“Fasbir sabren cemila-Sabret! Sabır güzeldir”.(Mearic-5).

“Veteva sevbi’l hakki veteva sevbi’ssabr-Gerçeği ve sabrı tavsiye edin!”(Asr-3) buyurmaktadır.

Atalarımız, “sabrın sonu selamettir”. demişlerdir. Sonra , “Sabreden derviş muradına ermiş”.Sözü de çok meşhurdur.

Adıyaman şairlerinden Baba Rıfat:

“Sabr ile verdi Eyyûb’a Hak, hayat-ı sıhhatı,

Her belâya sabredip ,esrâr-ı Hak’ka mahrem ol!”

Ziya paşa

“’Âheste giden kavuşur, maksud-u menziline,

Tiğ-ı reftar olanın pâyine,dâmeni dolanır!”

Günümüz diliyle; “Yavaş yavaş yürüyen gideceği yere ulaşır. Koşarak gidenin ayaklarına etekleri dolanır. Yani düşer, yolda kalır. Neticeye varamaz!”demiştir.

Sağduyulu insan, hiçbir şeyin hemencecik olamayacağına inanır. Ayrıca hiçbir şeyin zorlamakla olamayacağını da bilir. Eğer bir şeyi yapmakta gerçekten azimliyse bunun zamanla ve sabırla olacağını bilir.

Ayrıca bütün evrende olduğu gibi, her şey Tanrı’nın taktiri ile olmaktadır. Tanrı’dan olan her şeye tahammül etmek lazımdır.

Sabırsızlık ve tahammülsüzlük, bir nevi Tanrı ve doğa ile mücadele etmektir. Buna insanın gücü yetmez!..

Demek ki, her kötü şeyde olduğu gibi, aceleciliğinde nedeni yine cehâlettir.

Savaşta da böyledir. Azimli bir ordu sabrederse,neticede düşmanı yener.Acelecilik eden taraf, savaşı kaybeder.Sabır pozitiftir.Acelecilik, negatiftir. Yani sabırlılık, erkeklik sıfatıdır. Acelecilik, dişiliktir. Mert adam, harbe-darbe her cefâya ,yara-bereye, açlığa-susuzluğa, yoksulluğa-darlığa, belâ ve musibete tahammül eder.Çünkü O, Er’dir.Tanrı Eri’dir. Dişi bunların hiçbirini yapamaz. Nefsine hakim olan kadın da Er’dir. Nefsine Hâkim olmayan erkek ise dişidir.

Ayrıca sabır, Kutsal Ruh’un sıfatıdır. Acelecilik, süfli (alçak) nefsin niceliğidir. Ruh, Tanrı sıfatındandır. Tanrı’nın zâtında negatiflik yoktur.

Tanrı’ya inanan, gerçekte her şeyin Tanrı katında olduğunu bilir ve O’dan gelen her musibete (belaya) tahammül eder. Ondan bir “Hikmet”arar ve sonucunun güzelliğini görür.

Sâlik de (Kutsal Tanrı Yolcusu), bir Olgun İnsan’a bağlandıktan sonra, O’nun Mânevi mektebinde aceleci olmayacak! Kutsal Öğretmen’in Öğretim ve eğitimine riayet edecek (uyacak), dersine önem verip sınıflarını geçmeye çalışacak. Kendi sınıfının üstündeki dersler ile uğraşmayacak. Sabır ve tahammül ederse;dersler ve eğitim ne kadar çetin olsa, neticede eğitim ve öğretimini yapar.

Yüksek tahsilini bitirip diplomasını alır. Tanrı izin verirse;kendisi de öğrenci yetiştirir.

Acelecilik ederse, öğrenimi yarım kalır. Tanrı’ya, gerçeğe kavuşamaz. Okulunu bitiremez.

Ya Hak, Ya Sabur!..

(16) Kur’an-ı Kerim’de 70’e yakın âyette “sabır anılmış ve öğülmüştür”. Peygamberimiz, “men sabere zafere-Sabreden, güçlüklere katlanan her halde muzafferdir. Hiçbir zaman zaferi kaybetmez”.Buyurur.

Daha geniş bilgi için Bkz.

a)Müslümanlığın Temel Bilgileri, Prof.Dr. Abdulkadir Karahan (100-101)

b)Kimyâyı Saadet, Gazali, 606-628

Paylaş: