Yalancı şahitlik

Salik tesir altında kalıp, yalancı şahitlik yapmayacak.

Yalancı Şahitlik; ya korkudan, ya menfaat karşılığında, ya hatır için, ya da herhangi bir düşmanlıktan (husumetten) yapılır.

İnsan durup durduğu yerde, yalancı şahitlik yaparak bir tarafı zarara sokmaz. Yalancı şahitlik bir tarafa çok zarar verdiği gibi, aynı zamanda çok büyük günahtır. Allah, yalancı şahidi, lanetler. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de çok korkutucu Âyetler vardır. (271)

Yalancı şahitlik, bir tarafın canına, malına zarar verebilir. Bir tarafın haysiyet ve şerefinin sarsılmasına, Onun toplum içinde "gezemez" duruma düşmesine sebep olur. O nedenle, kendini bilen, her türlü menfaati, korkuyu ve riski, yani zarara uğrama tehlikesine aldırmadan yalancı şahitlik yapmaz.

Yalancı şahitlikten, tüm kötülükler gibi; Allah'ın büyük yardımına ve merhametine sığınırız. "Allahümmahfezna..."

Ey yüce Rabbımız!.Allahım!..Sen bizi, fazlı rahmetinle böyle şeylerden koru, esirge!...(272)

(271) Bkz. Kur'an-ı Kerim: Nisa-135,Maide-8, Furkan-72. ve diğer Âyetler.

(272) islâm'a göre bir şahidin tanıklığının makbul olması için şu niteliklerin onda olması şarttır:

a- Şahidin: Müslüman olması,

b- Hür olması,

c- Âdil olması (iyiliği, kötülüğünden fazla),

d- Ergin olması,

e- Kör olmaması,

f- iftiracı olmaması,

g- Söze,"Şehadet ederim ki.." diye başlaması, gerekir. (Abdulkadir Karahan, Müslümanlığın Temel Bil.1986, İst.,S.121).

Paylaş: