OLGUN BİR NEFİS
d) Sâfiye Nefis:
İnançsızlığın her çeşidinden ve kötülüklerden, beşeri, hayvani ve şeytani sıfatlardan tamamen arınmış, pâk bir nefistir. Bu durumu ile Tanrı’ya kavuşma niteliğini kazanmıştır.
Pâklanmadıkça Tanrı’ya kavuşmanın yolu yoktur. Tanrı pâktır ve pâkı sever. Bu nefis, ebedi hayata ve onun mutluluğuna hak kazanmıştır. Kendini bilmiş özü olan Tanrı’sını tanımıştır. Kâmil-Olgun İnsan-ı temsil eder. Tanrı’nın gerçek kulları ve sevgilileri arasına karışmıştır.
Bu nefis, diğer bütün nefislerden uzaklaşmış ve nefisten kurtulmuştur. Tanrı’nın kutsal nefsinde, yani Tanrı’nın kendisinde erimiş, yok olmuştur. Buz parçasının sıcak denizde yok olduğu gibi.
“Tanrı’nın huyu ile huylanınız”. (79)
ve
“Deniz ol değişme”
Peygamber sözünün gerçeğine ermiştir. (80)
Tanrı’nın,
“Fefirru ilallah-Allah’a kaçın”. (Zâriyat - 50)
sözüne uymuş, Tanrı’sına kavuşmuştur. Allah’ın sıfatları ile sıfatlanmıştır.
Bu nefsin bir adı da “Zekiye-Temiz” dir. Bu nefse, şahlık- başkanlık- sıfatı da verilmiştir. Bu nefsin tam tekâmülü ise, “Nefs-iNatıka’da“ yok olmaktır. Nefs-i Natıkayı kâinat, ruhların babası, büyük Muhammedî Ruhdur.
Nefsi Safiye artık nefis değildir. O kutsal ruh ile -Ruhu Kudsi-aynı şey olmuştur. Dış iç, iç de dış olmuştur.
“İnsanı karışık sudan yarattım, Onu tecrübe ederiz”. (Dehr-2)
Âyeti ile Onda iyilik galip olmuş, kötülükten kurtulmuş, imtihanı kazanmıştır.
Tohum, iki türlü yok olur. O, ya bir tarlada ekilip yok olur ki; bu yok oluşta tekrar bir var oluş ve sonsuzlaşma vardır. Bir buğday tohumu, bir tarlaya ekilir, o varlığını tarlada yok eder. Ancak bu yok oluşta 7 dal peyda olur, her dalda 7 başak, Tanrı dilerse her başakta 100 tane olur. 700 dane yeniden ekilse, sonsuza doğru uzar gider.
____________________
(79) Sırrül Esrâr, Seyyid Abdulkadir Geylâni, S. 99, Çev. A.Akçiçek Rahmet Yayın. İstanbul-1964.
Fihi Mâfih, Mevlâna, S 192, Dev. Kitap., MEB. Yayın., 1974
(80) Sırru’l Esrâr, Hz. Seyyid Abdülkadir Geylâni, Çev. A. Akçiçek S.118, İst.-1968
Rakam, birden başlar ve sonsuza gider, rakamın sonu yoktur. Sonsuz rakamlara yine vahid -bir- hakimdir. Her rakam birlerden meydana gelir ve sonsuza gider. Bu da Tanrı’nın birliğini ve sonsuzluğunu isbatlar. Tanrı birdir, birliği, beraberliği, dirlik düzeni sever. İkiliği, bölünmeyi, fesadı -anarşiyi- sevmez.
“Gelir birbir, gider birbir, kalır bir. / Şek yoktur şüphe yoktur, hep bir, Allah bir“.
Nefsi Safiyeyi tamamlayan, Ahlâk-ı Hamidiye -övülmüş huylar- ile bezenmiş olur. Bu nefsi taşıyan zâtın duası kabul olur. Çünkü bu zât hayırlı işler yapar ve hayırlı dualar eder. Tanrı, bizi ve kullarını bu zâtların duasana mazhar buyura.
Nefsini kıran, sonunda Mevlâsına vasıl olur, sonsuz devlete, mutluluğa erer.
Yukarıda konu edilen yedi nefsin her birinin ayrıca dört bölümü vardır. Bu bölümler, seyri süluk ve nefisle mücadele ile, tedrici -yavaş yavaş- aşılır. Gölgenin yavaş yavaş çekildiği, ağaç ve çocuğun yavaş yavaş büyüdüğü gibi.
Yukarıda tohum iki türlü yok olur demiştik. Birincisi anlatılmıştır. İkincisi de; Tohum ya da ambarda çürüyerek kendi nefsinde yok olur. Bu ikinci yok oluşta, tarladaki yok olup, yoklukta tekrar varlık bulma yoktur. Ambarda ; nefsinde çürüyüp yok olmak ; helâk olmaktır :
Bunun gibi, insan da Tanrı’sında yok olursa ; tekrar o yoklukta Tanrı varlığını bulur. Sonsuz bir damla gibi, sonsuz denize dalıp sonsuzlaşır. Eğer Tanrı’ya kavuşup, Tanrı’da yok olamaz ise, tohumun ambarda çürüdüğü gibi iç yapısı, dış yapısında çürüyerek yok olur, helâk olur. Ebedî hayatı kaybeder. Zira Tanrı’nın, cehennem diye bildirdiği maheller de kat kattır.
En altta kalan zalimlerin iç yapısı, orada müthiş azap çektikten sonra, zamanla buğdayın ambarda çürüdüğü gibi, O da o koyu karanlık mahalde çürür. Tamamen maddeleşip, taşlaşıp, helâk olur. Canlılık sıfatı ondan alınır. Tanrı, bizi zalimlerden olmak tehlikesinden korusun.