Vaftiz Konusuna Açıklık

ÖNCEDEN ALLAH TARAFINDAN TEBŞİR (MÜJDELENEN) EDİLEN 4 BÜYÜK PEYGAMBER HAZRETİ MUHAMMED, HAZRETİ İSA, HAZRETİ İSHAK VE HAZRETİ YAHYA A.S.’DIR.(İlgili ayetler dipnot edilmiştir)

HAZRETİ YAHYA VE VAFTİZ

Hazreti Yahya, Hz. Meryem’in teyzesinin oğludur. Hazreti İsa’ya hamilik etmiş, O’nu korumuştur. Hazreti Yahya, Yahudilere bir gün haber gönderip, yarın filan yerde toplanın; gelip af olmanız için size dua edeceğim der. Gösterdiği yer, Şeria nehrinin yanında düz bir alandır. Emrettiği gün gelip, orada hazır olurlar. Hazreti Yahya’da o anda, bir yüksek tepeciğin üzerinde hazırdır. Ancak Cenabı Yahya A.S, toplanan cemaate; Haydi gidin şu Şeria Nehrine bir dalın çıkın, kirlisiniz(Yani cünüp-Haktan gafil anlamına) temizlenin gelin der. Onlarda emrini tutup, gidip Şeria Nehrine dalıp, çıkarlar. Ve tekrar Hz.Yahya’nın huzuruna gelip, toplanırlar ve Hz. Yahya, Allah’tan onların affını, bağışlanmalarını ister. Onlara dua eder, nasihat(vaaz ) eder. Zira Hz. Yahya aynı zamanda vaizdir. Hz. İsa’da vaaz ederdi. Hz. Yahya’ya yardım olsun diye, Hz. İsa’da o topluluğa öncülük edip, kendiside Şeria Nehrine dalıp, çıkmıştır. Hz. Yahya’da, Hz. İsa’ya Onlara öncülük etmesini rica etmiştir. Yahudilerin Hz.Yahya’nın emri ile, bu Şeria Nehrinde yıkanmaları bir ‘Boy Abdestidir’. Bu yıkanma boy abdesti, bir simgedir. Gerçek ruhani temizlenmeye örnektir. Yıkanmakla beden, ten temizlenir. Ruh temizliği, Allah’a ahirete, peygamberlere iman ve Allah’a ibadet ve hizmetledir. Peygamberleri, veli ve aziz kulları sevip onlarla dostluk kurup, onlarla arkadaşlık etmekledir. Bu suretle cismani temizlikten, ruhani, içsel, temizliğe geçmektir. İlahi sevgiyi bulmaktır. Zira Allah, kendisini gerçekten ve candan sevmeyeni cennetine, Tanrı Yurdu’na koymaz.

İşte ;

‘’Allah Bir ‘’ diyen İsevi kardeşlerim. Vaftiz olayının aslı budur. Yoksa su ile su serpme ile ruhani, kalbi, içsel temizlik olamaz. İnsanın içsel kirliliğinin giderilmesi, zahiri vaftizle, (teni bir nevi yıkamakla) asla mümkün değildir. O zaman imana- ibadete hizmete ne gerek kalır, bu bir.

İkincisi, kilisenin, kilise babalarının şu iddiasını bir düşünelim. Hazreti Yahya, İsa Mesihi de vaftiz etti yani kutsadı, yani kirden arındırdı diyorlar. Zira vaftizin kiliseye göre anlamı , insanı kutsamak, iç temizliğine kavuşturup arındrımaktır. Şimdi bu kutsal ruhu taşıyan, zahir batın tertemiz Ruhul Kudus ile teyid edilmiş, Hz.Mesih A.S. Efendimize hakaret değilmi dir?

''Ve eyyednahu bi ruhul kudus'' Bakara -87

Allah yukarıdaki, Kur'an ayetinde buyuruyor:

-Biz Hz.İsayı Ruhul kudus ile teyid ettik. yani güçlendirdik.

Ruhul kudusu taşıyan yüce ve mukades bir insan nasıl olurda vaftize -arınmaya tabi tutulur. Bu durumda bunu kabul edecek olursak ozaman Hz.Yahya , İsa Mesih'den daha mı büyük, daha mı kutsal, daha mı arınmış oluyor. Halbuki Hz.İsa, kutsal ruhu taşıyan çok mukaddes Allah, tarafından arındırılmış, seçilmiş yüce bir Peygamber ve kitap sahibi bir Allah Resuludur.

Eğer Hz. İsa, vaftize- arınmaya tabi tutuldu ise o zaman, Mesih’in kutsallığı kaldı mı? O da tüm insanlar gibi günahkâr(Kirli) sayılmış olmaz mı? Bu büyük bir çelişkidir. Kilisenin açıklamasının imkanı yoktur. Bu doğrudan Hz.İsa'yı da kirli bilip, vaftize-arınmaya tabi tutmaktır ki zaten bizatihi kutsal olan Hz.Mesih'e iftira ve hakarettir.

Halbuki Hz. Muhammed, Hz. İsa, Hz. Musa, Hz. Davut, İshak, Yahya, Zekeriya tüm Peygamber Efendilerimiz, Allah’ın önceden seçtiği tertemiz, kutsal ruh taşıyan, mukaddes insanlardır. Bunları ‘Allah Bir ‘’ diyen İsevi kardeşlerimizin değerlendirmesine sunuyorum ve vaftizin ‘’Boy Abdestinin’’ (beden temizliğinin)Hz. Mesih’in değil, Hz. Yahya’nın şeriatı olduğunu beyan edip hepinizin gözlerinden öpüyorum.

‘’ALLAH BİR’’ DİYEREK, ALLAH’IN HUZURUNDA BİRLEŞMEMİZİ, SEVGİLİ YARATICIMIZ RABBIMIZ'DAN NİYAZ EDİYORUM.

O’NA SIĞINIYORUM.

YALVARIYORUM.

NOT: Veli, Evliya-Aziz Azizler ,bu terimler ve bu kavramlar:

Muhammedilikte, veli- evliya (veli-dost.Evliya dostlar- Allah’ın dostu- Allah’ın dostları) Allah’ın dostu, Allah’a ermiş, O’na yakınlaşmış, ruhu paklanıp, kutsallaşmış, duası kabul olan, Allah’ın kendisinden razı olduğu kişi, olgun Kamil insan demektir.mübarek aziz insandır. Allah’la, Peygamberlerin kutsal ruhları ile meleklerle diyaloğa geçmiş İnsan-ı Kâmil’e VELİ denir.

İsevilikte de ‘’Veli’’ Allah’ın dostu anlamına manevi güce kavuşmuş, şerefli insan anlamına Aziz-Azizler denmektedir. Tabiî ki veliler, aziz şerefli üstün kutsal insanlardır. Cismanilikten ve cismani kirlerden (Büyük günah işlemekten kurtulmuş yada korunmuş, ruhani temizliğe, ilahi sevgiye kavuşmuş, kutsal ve mübarek olan ‘Allah’ın yüce ve seçilmiş kullarıdır. Aziz ve azizler de aynı anlamadır ve aynı kutsal ve üstün sıfatları taşıyan duaları kabul olanlardır.

Peygamberler ve aziz kullar, kutsal ruh taşıdıkları için Tahir pak insanlardır. Onların elleri pakdır, pak eli öpmek caizdir. pak aziz veli kullara sevgi, saygı, itaat , Tanrı’ya inanlara vacip zorunludur. Müminler ancak onlarla arkadaşlık ederek, Tanrı’ya ibadet ederek, Tanrıyla diyaloğa geçip, cismanilikten ruhaniliğe geçebilirler. Onlara bağlanmak Tanrı’ya bağlanmaktır. Onlara itaat Tanrı’ya itaatdir. Onları sevmek Tanrı’yı sevmektir. Bu husus Kur’an ve diğer 3 Tanrı kitapları ile sabittir. Bu bir gerçektir. Ancak zalim devlet yöneticileri ve merhametsiz kapitalistlerle (Büyük burjuvazi) daima işbirliği etmiş, zavallı yoksul ezilmiş din kardeşlerini düşünmeyen Muhammedlikte Veli, İsevilikte Aziz diye nitelenen sahte veliler ve sahte azizler nasıl olurda insanlara ellerini uzatıp onların kirini giderip kutsallar mesh edebilirler. Ve bu sahte evliya ve sahte azizlerin (Şeyhlerin, pirlerin ve mollaların, dedelerin ve piskoposların, kardinallerin, papaz ve keşişlerin) duaları kabul olur. Ve kimsenin anlamadığı bazı dua ve okumalar, okunmuş sularla insanı arındırıp-Vaftiz ederler. Vaftiz, arındırma ve paklanma, ruhun kir ve tozunun giderilmesi anlamınadır. Bunların çoğu, Hz. Mesih’i güya taklit etmektedirler. Mesih, kir-toz silici anlamınadır. Mesh- silmek anlamınadır. Manevi kir gidericidir. Duası kabul olan, her veli ve her aziz hakikatte Mesih kir giderici, toz silicidir. En büyük veliler ve azizler ise, Peygamberlerdir. Her Peygamber, her gerçek veli ve her gerçek aziz, kendilerine tabi olup, onların yollarından gidenlerin, hem Mesihi temizleyicisi,arındırıcısı hemde Mehdisi –kurtarıcısı, hidayete kavuşturucusu ve şefaatcısıdır.

O sahte veliler ve sahte azizler ki; Mesih ve Mehdi’ye oynamaktadırlar. Gitsinler önce kendileri, ruh temizliğine ve ruhani kurtuluşa ersinler. Tarihteki ve günümüzdeki iyilerini, gerçek velileri ve gerçek azizleri tenzih eder, önlerinde sevgi ve saygıyla eğilirim. Ellerinden öperim. Bütün Müslüman kardeşleriminde ‘’ALLAH BİR’’ diyen Musevi, ve İsevilerin de sevgi ile gözlerinden öper, dualarını beklerim.

Not: Bir cahil köy, kasaba, kent papazı, bir cahil köy, kasaba, kent mollası, bir cahil köy, kasaba, kent şeyhi, kendilerini Peygamberlerin, Azizlerin, Velilerin yerine koyup,insanlara okuyup üfürüp, okunmuş sularla arındıracaklar, takdis edecekler, vaftiz edecekler. Buna kargalar bile güler. Kural şudur:Kurtulmayan, kurtaramaz. arınmayan arındıramaz.

Dipnot:

‘’Ya Zekeriyya inna nöbeşşirüke, bigulamin ismıhu Yahya’’ (sure-i Meryem -7)

Ya Zekeriya, sana bir oğlan tebşir ederim.(müjdelerim) Onun adı Yahyadır.

‘’İsmihul Mesihöisebni Meryem.’’(Ali İmran 45)

‘’....Ve mübeşşiren bi resulin min badi ismihu AHMED(Saf 6)’’

Hz.İsA’NIN lisanı ile Kur’an buyuruyor.’’ Meryem oğlu İsa dediki; ‘’Ey beni İsrail, ben sizin üzerinize Allah’ın Resuluyum (Peygamberiyim) Allah’ın iki eli arasındaki Tevratı tasdik ederim. Yani Tevrat Allah’ın kitabıdır. Ve size benden sonra gelecek bir Resulu, Peygamberi, tebşir ederim(Müjdelerim). Onun ismi AHMED’dir. Ahmed Hazreti Muhammedin adıdır.

(Hamid, öğen, metheden Allah, Mahmut öğülen, Ahmed, Muhammed, çok çok öğülen, yani övülenler arasında birinci, biricik anlamınadır. Ahmed, Mahmud, Muhammed, Peygamberimize ait isimlerdir, adlardır.)

‘’Ve beşşernahu bi ishake nebiyyen minessalihin(saffat 112)’’

Allah, Hz. İbrahim’e hitaben, ‘’O’na yani İbrahim’e İshakı tebşir ettik.(müjdeledik) o Nebidir ve Salihlerdendir.

KAZIM YARDIMCI/ADIYAMAN

8.11.2005

Paylaş: