Takva

“Takva”nın meallerdeki anlamı “korkmak, Allah’tan sakınmak, çekinmek”tir. Takva bir duygudur. Bir güç karşısında insan bir haşyet duyar, sarsılır. Takva; sakınmak, çekinmektir. Takvanın özü saygıdır, büyüğe duyulan bir saygıdır. Tıpkı iman gibi takva da gökten iner.İnsan, Allah’ın Azamet-i Kibriyasını, gücünü tefekkür ettiğinde sarsılır. Engin bir denize, sonsuz gökyüzüne baktığında elinde olmadan sarsıldığı gibi… O azamet, büyüklük, saltanat karşısında, uçsuz bucaksız bir denizde, kendisinin bir gemi içinde, ne kadar küçük olduğunu görür ve kalbinde, ruhunda bir duygu doğar. Bu doğal bir duygudur. O azamet, kudret sahibi Zat'a, elinde olmayarak bir saygı duyar; bu doğal bir saygıdır. Allah: Padişah, Meliktir-Kraldır. Bu iç alemde ve kalpte olan bir olaydır. Bir insanın, diğer bir insandan korkması gibi bir duygu değildir. İnsan Allah’ın büyüklüğünü hisseder, korkar ve dikkatli olur. Allah, hem çok güzel, halim, sabırlıdır hem de celâllidir. Azamet-i Kibriyası celâletindendir.

İnsan, imanı derecesinde takva duyar. “Allah’tan ancak âlimler takva (haşyet) duyar.”Büyük gücü hisseder, çekinir, sakınır. Padişahlar Padişahını, en ufak bir incitmeye gelmez. Sakınma, çekinme kalpte olur; beşeri, zahiri bir duygu değildir. Takva, büyük gücün karşısında kendini küçük görüp, küçüklüğünü bilip haddini bilmektir. Allah’ın cemâli var diye, celalini; ceza verebileceğini unutmamak gerekir. Dikkatli olmak, şımarmamak, istismar etmemek gerekir.

“Şeytan sizi Benim merhametimle- hilmimle kandırır.(Fatir-5, Lokman-33)”

Örneğin, İnsan babasını çok sever, aynı zamanda, çekinir. Allah, babaya “Celal”, anneye “Cemal” sıfatını vermiştir. Baba, şiddetli ve celalidir, anne şefkatli ve merhametlidir. İşte anne ve babadaki bu sıfatlar; Allah'ın celali ve cemali sıfatlarının, Baba-Anne ikilisine yansımasıdır. Onun için, İnsan, Allah’ın merhametini istismar etmemelidir. Kur’an’a uymalıdır. Allah çok merhametli ve bağışlayıcıdır. Ama aynı zamanda çok celali ve şediddir. Ayrıca Allah'ın, adaleti vardır. İllâki affedecek diye bir şey yoktur. İstediğini affeder, istediğini affetmez. Allah’ı biz vasıflandıramayız. Allah tek taraflı değildir. Suç işlememek için dikkatli olmalıyız. Ceza verecek olsa kim önleyebilir?

Allah’ın huzurunda sizin en şerefliniz-ekreminiz, Allah’tan en çok takva eden-saygı duyan-sakınanınızdır.” (Hucurat, 13) Ayık olmak gerekir.”Ancak âlimler Allah’tan haşyet duyar”. Onlar, Allah’n zatını, sıfatını bilenlerdir. İmam el Müttakıyn, Hz. Ali Efendimizdir. En şereflimiz Hz. Ali Efendimizdir. Hz.Ali Efendimize, “keremallahu vechehu” denilmesinin anlamı: Allah Zatını şereflendirdi, yüzünü tekrim etti” demektir. Çünkü O, Peygamber Efendimizden sonra en çok takva edendir. Hz. Ali Efendimiz Resulullahtan sonra Allah’ı en çok bilen, en çok haşyet edendir. Bu durumu Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve diğer bütün Ashaplar, aynı zamanda zahiri din bilginleri de kabul ederler. Hem zahiri ilim, hem Batınî ilim Hz. Ali’den gelir.

O ilmin Kapusu, Şahivelayet En Büyük Muhammedi'dir. Serdarı Ehl-i Beyti Muhammed’dir. Hidayet Yolunun Ve Ehl-i Hidayetin En Büyük Mürşidi, Velisi ve İmamıdır.

İMAMI AZAMDIR.

Kâzım YARDIMCI (Adıyaman'lı)

4 Kasım 2004

( Ramazanın 21.Günü)

Paylaş: