“Ölüm yaşayan tüm canlı varlıklar için doğal ve mutlak bir sondur. Ölüm acıdır. Hele beklenmedik ani ölüler kişileri olduğu kadar, toplumu da derin bir yasa boğmaktadır.”
Geçen hafta Kazım Baba''yı kaybettik. Toplum olarak yaşarken mutluluk veremedik, zaten toplumlar mutlu olabilseydi tarihe çok az şey kalırdı anlatacak.
O hep varlıklı olmak için değil, var olmak için yaşadı. Ne öğrendiyse sevenleri ile paylaştı. "İlmin bilginin, sevginin dili, dini, milliyeti olmaz derdi. Cumhuriyet ve özgürlük olmayan yerde gerçek Müslümanlığa yer yoktur der önemli olan sistemdir. İslam sistemi de Cumhuriyettir. "
Bizim kuşak bu değişimlere tanık oldu. Uzun geceler eski kültürü de yenisini de gördü, yaşadı, bu değişimlerin tümünü benimsedi. Onun için zamanın bu diliminde geçmiş ile gelecek arasında bir köprüdür bizim kuşak, Ehlibeyt çocuğu olmamıza rağmen Ehlibeyt’i Ehli Abayı seninle sevdik, varın var olduğunu senin sohbetlerinde öğrendik.
Olgun insanın içi hak, dışı halktır. Yani içi kutsal nur, dışı maddedir. İçiyle, içlerin içi tanrıya, dışıyla da insanlara yöneliktir. Seninde dediğin gibi, bir bağda “Koruklar varsa, herhalde birer tane de üzüm vardır. Bu milyonlarca “Koruk misali çiğ adamlar içinde de muhakkak ve muhakkak Kamil insanlar vardır. İşte bunlar Tanrı velileridir." Sende bizim Tanrı velilerimizdensin.
Sana benzemek, sana imrenmek, özenmek bile bir çokları için erişilmez bir erdemdir.
Varlığını ve fikirlerinizi yaşatmak boynumuzun borcudur, ama başta da dedim ya;
“Sazın teli koptu ve ne yazık kı...!
Kopan tel bir daha onarılmaz,,
Ruhun Şad olsun.
29.05.2008-Adıyaman''da Bugün
Ozan Hasan DUYMAZ