Şair ve Bilge: Mansur’un Zelihası

Mayıs 2016’da Adıyamanlılar Vakfı dergisinde yayınlanan Sn. Kazım YARDIMCI‘nın anneleri Zeliha YARDIMCI ile ilgili yazıdır.

Zeliha Yardımcı, 1915 yılında Adıyaman’da doğmuştur. Hem anne hem de baba tarafından Haşimi ailesinden olup, Hz Akil Efendimizin (Hz. Ali Efendimizin kardeşi) torunlarındandır.

İlk dedeleri dördüncü Murat zamanında Küfe’den Anadolu’ya ( Diyarbakır’a) giriyor. Diyarbakır’dan Palu’ya yerleşiyorlar. Orada bir arbede oluyor ve şehit oluyor. Vefat ettiği gün bir oğlu oluyor. Adını Bulduk (Bulduk Bey) koyuyorlar. Adı Seyyid Ahmet’tir (Seyyid Ahmet Bulduk Bey).

Orada takriben 200 yıl kalıyorlar. Palulu Şeyh Ali Efendi’nin, Küçük Muhammed Efendi dedemizin amcalarından olduğunu, Selim Efendi dedemiz söylerdi. Namı “Şeyh Ali Palovi Efendi’dir. Palu’dan sonra Gerger’e geliyorlar, orada pek kalmıyorlar. Oradan Kâhta Mirdas’a geliyorlar. Mirdas’a gelen dedeleri Hafız Mustafa Efendi’nin kabri, Samsat’ın karşısındaki Lidar köyündedir ve halen baraj sularının altında kalmıştır. Mirdas’ın Akçalı köyü, Abdulaziz zamanında kendilerine (Seyyid oldukları için) Osmanlı tarafından hediye edilmiştir.

Hafız Dedemizin üç oğlu vardır; Mahmut, Mustafa ve Muhammed (Küçük Muhammed Efendi Dedemizdir).Küçük Muhammed Efendi Dedemiz, Adıyaman Hacı Efendi Türbesinde metfundur. Bu türbenin 1960 lı yıllarda Bakanlar kurulunca alınan kararda adı Küçük Muhammed Efendi Türbesi olarak karara bağlanmış ve Adıyaman Valiliği’ne bildirilmiştir.

Küçük Muhammed Efendi Dedemiz, Halit Ziyaeeddin Hz.lerinin ve Urfa’lı Hafız Muhammed Selim Efendi’nin halifesidir. Urfa’lı Hafız Muhammed Selim Efendinin türbesi, Urfa Tabakhane Camisindedir.

Bu Zat (Urfalı Hafız Muhammed Selim Efendi), Zeliha Yardımcı’nın babası Selim Efendi (Selim Bilgiç) ‘nin anne tarafından dedesidir. Küçük Muhammed Efendi Hazretleri de Zeliha Yardımcı’nın baba tarafından dedesidir. Küçük Muhammed Efendi Hz’lerinin evlatlarından Süleyman Hoca  (Selim Bilgiç’in babası) Zeliha Yardımcı’nın dedesidir. Adıyaman’da Hocazadeler olarak bilinen Bilgiç ailesinin kızıdır. Bazı amca ve dayıları o zamanın Medreselerinde hocalık yapmışlardır. Murat Bilgiç, Celalettin Bilgiç, Mahmut Nedim Bilgiç yeğenleri olup, meşhur Şair Haydar Efendi ile amcazadelerdir. Kardeşleri A. Şeref Bilgiç ve Mahzun Bilgiç’tir. Zeliha Yardımcı’nın, eşi Mansur’un oğlu Mustafa Yardımcı (Rufai) da mutasavvıf, şair yönü olan mükemmel bir insandı. Mustafa Yardımcı’ya O’nunla evlendiğinde Hacı Abuzer Baba türbesinde meftun, Şeyh Hüseyin Baba, hem “şanslısın” hem “şanssızsın” demişlerdi. Çünkü padişaha yakın olan ateşe yakın olur.

‘’Gelir Bir Bir/ Gider Bir Bir/Kalır Bir/Şek Yok Şüphe Yok/Hep Bir Allah” Mustafa Yardımcı (Rufai)

Zeliha Yardımcı, “Mansur’un Zeliha’sı” ünvanını buradan almıştır. Beş çocuğu vardır. Oğulları Kazım Yardımcı (1933-2008) (Rufai), Kadir Yardımcı, kızları Münevver Tikici, Tevhide Harputluoğlu ve Emine Dinçtürk’tür. Çağımızın tasavvufçu mütefekkiri büyük oğlu Kazım Yardımcı (Rufai) tüm hayatını tasavvufi araştırmalar üzerine adamış pek çok eserler vermiştir. Tasavvufta zirve bir zatdır. Bu konuda dört ciltlik “Bütün Yönleriyle Tasavvuf-Rufai Külliyatı” isimli eseri vardır. Birçok eseri İngilizceye çevrilmiştir.

Dededen oğula yoğun tasavvufi ve sosyal konuların tartışıldığı bir ortamda yaşamını sürdüren Zeliha Yardımcı, mistik yapısını gizleyerek toplumda neşeli, hoşsohbet, hiciv kokan dizeleri ile tanınır. Evlerinde uykunun çok az olduğu, sabahlara kadar süren sohbetler yapılırdı. Evlerinin kapısı herkese açıktır. İyi bir aşçı, şefkatli bir anne idi. Tüm Adıyamanlılar gibi çok misafirperverdi.

Cumhuriyetin ilanında yedi sekiz yaşlarındadır. Adıyaman’da Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında ilk şiir okuyan kız öğrencidir. Bununla devamlı övünür. Sağ eliyle Osmanlıca, sol eliyle Latince yazar.

Neşeli özgüveni yüksek ve yaşam coşkusu sonsuzdur. Nasrettin Hoca misali yıllar boyu onu tanıyanlarda yüzlerde tebessüm uyandırmış ender kişiliklerdendir. Onu yakinen tanıyanlar bu dönemde yaşamış olsaydı iyi bir akademisyen ya da edebiyatçı olacağını hemen anlayıverirlerdi. Toplumda sevilen bir insandı. Her girdiği topluma hemen neşe ve hayat coşkusunu yansıtırdı. Hemen hemen her sohbet ettiği insana, içinde mizah ve hiciv barındıran iki satır da olsa irticalen şiir okurdu. Şiirlerini bir yere yazmaz her zaman aklında tutardı. Eş, dost, akraba torunlarının kaydettikleridir elimizde olanlar.. Diğerleri ise okuduğu kişilerde birer anı olarak durur…

Toplumsal konulara çok duyarlı idi. Eğitim, siyaset, toplumsal konularda ve manevi konularda yazılmış şiirleri mevcuttur. Adıyaman’a özgü bir kültür müdür bilinmez; eşe dosta meramın küçük pusulalarla iletildiği dönemde O, komşularına küçük dörtlüklerle haber ulaştırırdı. Bunlar mizah ve hiciv ağırlıklıdır. Bu geleneği ileriki dönemler de Devlet erkânına, Yerel Yöneticilere velhasıll meramını anlatmak istediği kişilere şiirler göndererek devam ettirir. Zeliha Yardımcı’yı anlatmaya sayfalar yetmez. O anılarda hep tatlı bir gülümseme ile kalacaktır.

Kendi cenaze törenini bile bir şiirle evlatlarına anlatan Zeliha Yardımcı 1999 yılı Aralık ayında vefat etti. Kabri Hacı Efendi Aile türbesinde meftundur.

CEDDE ARZ

Yanına geldim ya Akil Dedem

Günahkârım ben nedem

Himmet et Ya Ceddim

Musa Kazim ile Mekkeyi Mükerreme yüz sürem

Yanına gelen Kerimen Zeliha,

Sen himmet et bu biçareyi Zayife

Bizde, bizden doğanlardan olsun Halife(Talebe)

Zeliha Yardımcı(1965, Mekke)

ARAFAT

Ömrümde bir gün girdim ihrama,

O zaman bildim ki giydim atlas ile ipek,

Arafat da taşına yüz sürdü günahkâr bir köpek,

Orda bile sığındım hakka,

Acep boynuma takar mı bir halka,

Yokladım gayet ağırmış yüküm

Hayâ ettim günahımı oraya döküm,

Arafat dağıdır bizim dağımız

Hurma ağaçları bizim bağımız,

İki Cihan Serveri Hz. Muhammed bizim Peygamberimiz.

Medine’den çıktım yine sırtım çıplak gözüm aç,

Ya Habib!

Yedi demişsin yetmiş defa gelsem,

Günahkârım yine sana muhtaç

Elveda Ya Muhammed elveda,

Gül Muhammed elveda..

Zeliha Yardımcı (1965,Arafat)

KÂBE

Bindim arabaya,

Sordum Kaptana ismin ne

Dedi ‘Galip’

Dedim ‘ben garip, arabam garip’

Rızık gayip ecel gayip

Sordum yok mu kadın arkadaşım,

Dediler “beş,on iki”

Ayşe, Fatma, Zehra, Hafize, Azize, Zeliha, Naime

Tuzla balı bir yeme

Gırtlak kırk boğumdur,

Her aklına geleni dilinle deme.

Bu yol ne yol,

Hem tuzdur hem şeker,

Ne yazık ki, kadın ismi tren gibi bir çeker,

Bu yola her giden habibi bulmaz, aslanın erkeği dişisi olmaz.

Bu Habib ne Habib iki cihanın ilacı,

Dilerse çağırır hem toku hem açı,

Bu Habib ne Habib iki Cihanın ilacı,

Kırkbeş kişi bir ay olduk, kardeş bacı,

Bu Habib ne Habib iki Cihanın ilacı,

Adıyaman’da gelirseniz yanıma,

Şeref verirsiniz canıma

Hacı kardeş benden Selam söyle sizin Hanım’a

Zeliha Yardımcı (1965,Mekke)

Kolu kırıldığında Hakk’a yaptığı yakarış.

YAKARIŞ

Düz yolda çember attı kesti yolumu,

Bankalarını mı soymuştum geh kırdı ayağımı, geh kolumu.

Etmedimse zikrini, açık koydun mu fikrimi,

Başıma verdin binlerce Veli,

Zekiydim olmadım deli,

Maksadın ise beni yakmak Ey Huda’m!

Yanına geleceğim mutlak,

Amma yüzüm kara, amma ak.

Beni de bütün kullarınla koy cehenneme yak.

Zeliha Yardımcı (1968, Adıyaman)

Sigara ve Kahve olmazsa olmazlarındandı. Kardeşi Av. Şeref Bilgiç’in arkadaşı Hakim İnan Bey’in neden sigara içiyorsun demesi üzerine söylediği bir dörtlük:

“Adıyaman sinemasız, parksız

Eğlencesiz bir mağara

İçtiğimiz bir cigara

Onu da içok ki;

Ciğerimize tez ata yara”

Zeliha Yardımcı (1979-Adıyaman)

Eğitim Hakkında evlatlarına yazdığı şiir,

Geçti gecenin sisi,

Ağardı şafak,

Uyandı oğlum Abdulkadir

Dedi Anne “Yaşın elli, şu dünyayı bana da bildir”

Dedim; “Oğlum ağladım da gülmedim”

“Yaşım elli ama dünyasını ben de bilmedim “

Oku yavrum, oku

Senden bir ümit beklerim.

Bir ışık duyarsam “İlim” i teklerim.

Deme anne yaşın elli,

İlim sahibi olursanız,

Ömrüme ömür eklerim.

Sen himmet et bu iki Zayife

İnşallah ikisi de olacak halife,

Allah sizi kavuştursun Şeyh Abdulkadir’e

Zeliha Yardımcı (1964 Adıyaman)

Adıyaman’da bir Okul Açılışına katılan Tansu Çiller’e yazdığı şiir.

TANSU’YA ŞİİR

Ağzın tadı nedir

Tuzlan şeker,

Kadından bakan deyince,

İsmimiz tren gibi bir çeker,

Çiller oldu Bakan,

Her kadın bir bakan,

Çiller bir ışık saçtı,

Ne mutlu ki bize yavrularımıza bir okul açtı.

Sakallı, bıyıklılar utandı, kaçtı.

Sakalla bıyığa ne layık,

Bakanımıza yalnız bakanlık değil,

Daha yüksek kürsüler layık.

Bu şiiri yazanın yaşı seksen,

Varsa kelimelerimde hata,

Özür dilerim Bakanım,

Anan baban nur gölünde yata.

Çiller bir ışık saçtı,

Sonunu getirmedi bir zehirli paket açtı.

Zeliha Yardımcı (1995, Adıyaman)

BELEDİYE REİSİ’NE

Sordum bu kasapların torpili kim Nedim Arzık

Dedim; Şevket reisliğine yazık!

Adıyaman’da yalnız Nedimmiydi yiğit

Kapımın önüne koydun dört kasap, 40 tane it

Gel de bu Reis Bey’in ardından git.

Çağırdın geldik emire

Haftasında yedi milyar geldi,

Verdin sokaklarda ince bir demire,

Dedik belki memlekete bir faydan olur,

Demedik ki bu yedi milyarı da veren bir demire.

Zeliha Yardımcı (1989, Adıyaman)

Kulak ağrısı için hastaneye gittiğinde okuduğu şiir;

DOKTOR REŞİT’E

Koca bir devlet hastanesi,

Hani bunun dolmuşu arabası,

Dersen yerim yok aha meydan, aha heykel

Bir ihtiyacım var diye dilekçe versem

Der ki aha tekel her ricayı böyle eker.

İşte Erdem, işte doktor.

Zeliha Yardımcı (1985, Adıyaman)

zeliha-yardimci-resim-1940

Kazım YARDIMCI’nın babaları Mustafa YARDIMCI, anneleri Zeliha YARDIMCI ve kardeşi Münevver Tikici ve Kazım YARDIMCI. ~1940

zeliha-yardimci-1990

Zeliha YARDIMCI 90’lı yıllar

Kaynak: Soyağacı ile ilgili bilgiler www.varliktanveriler.com’ dan diğer bilgi ve belgeler evlatları ve torunlarından alınmıştır. Mevhibe HARPUTLUOĞLU 14 Mayıs 2016/Adıyaman

Paylaş: